Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Aralık 2012 Pazar

Sizler Yaşadıklarınızı AŞK Mı Sanıyorsunuz..


Aşkı anlatmak bana düşmez lakin aşkın damlasından yaratılmış olduğum için dilimin  döndüğü derecede aşkı savunmak bana düşebilir.. 
Aşkı hafife alanlara ithafen..



İnsanlar olarak ne kadar az  bilirsek bilelim bir o kadar çok konuşup özellikle bilmediklerimiz hakkında ahkam kesmeye bayılırız.. Sesi olan şarkıcı olur, sözü olan şair, yazar falan.. Bir de gözü olanlar var..Gözü olup da kendini aşık sananlar..  Görüp de aldananlar var.. 
Aşkı her gördüğünde aramak insan tabiatında varsa da gözünü 'maddesel aşk' denilene dikmiş ve de 'aşk' sözcüğünü bu suretle dahi basitleştirmiş aşkla hiç alakası olmayanlar hatta yakınından bile geçemeyenler var.. Yaklaşıp ta uzaklaşanlar, aşkın sandığından çok başka birşey olduğunu bile fark edemeyerek ayakları geri geri tepen acizaneler var.. Fedakarlığı, acıyı, özlemi, ayrılığı aşktan ayrı sanan zora gelemeyen divaneler var.. Mevlana'nın da dediği gibi aşka hayret eden nice şaşkınlar var.. Anlayamadığını görmezlikten gelen, ispat edemediğini inkar eden aşk kafirleri var.. Sözde aşkı dilinden düşürmeyen, aşktan başka birşey bilmediğini idda eden kalabalıklar içinde yalnız kalmanın aşksızlık olduğun söyleyen nice yalnızlıkla aşkı ayırtedememiş fakirler var.. Aşkı anlatmaya kimin gücü yetmiş ki benim yetsin.. Aşkı ben bile yaşamadım henüz..Yaşar mıyım, talip miyim, layık mıyım hiç bilmiyorum..Bu yüzden ben sadece onu arıyorum belki de aradığımı sanıyorum heyhat çünkü aşkla alakalı her ne varsa nasip işidir..Aşk'ın kendisi dilemediği sürece kimsenin onu anlamaya da yaşamaya da gücü yetmez.. Sizin aşk sandıklarınız nedir ben de bilmiyorum..Her yerde aşk şarkıları,aşk filmleri, aşk sözleri ve aşka dair sanılan ve iddia edilen tüm o saçmalıklar.. O aşk sandıklarınıza topyekün yalancı aşklar dersek aşkın affına sığınarak...

 İnsan gerçek aşkı bulunca asla kaybetmez ki.. 
Gerçek aşk fiziği de aşar.. Metafiziği de..
İnsan hayvan gibi sadece bedene aşık oluyorsa, kara kaşa kara göze falan..  Kavuştu mu aşkını kaybeder, aşk yokmuş der, aşk bitiyor zaman geçtikçe der.. İşte aşkla evlenenlerden duyarız hep ; biz aşkla evlendik sonra aşkımızın yerini sevgi aldı saygı aldı falan.. Ben içimden gülerim aslında çünkü o insanlar birbirlerine sadece katlanırlar, zorunda oldukları şeylerden dolayı.. Aldandıkları şeyler içinse tecrübe derler,gençlik derler, hayat derler, kabullenip rutin ölü hislerle yaşamaya devam ederler.. 
Oysa bunlar aşkın kırıntısı bile olamaz, evet tüm o ölü yaşanmışlıklar.. 
Aşkı anlatmıyorum, anlatamam da belki bir gün bu yazdıklarıma bile dalgavari bir gülüş bırakıveririm kim bilir..
Gerçek aşkı bulmak demiştim..
O'nu bulmak öyle kolay mıdır?
 Aşk bir kere mıhlandı mı beyni-yüreğe bir daha asla çıkmaz çıkamaz..
 Bundandır aşk herkesi bulmaz öyle kolay kolay..Herkesler içinde de yoktur aşka yar aşikar.. 
İnsan aşka aşık olabilse başka şeyde gözü olmaz; insanın aşka bahane olduğunu anlar..
 Aşk, aşka aşık olanı arar bu yüzden ve onu buldu mu da asla kaybetmez ..

Ben aşkı arayan yada aradığını sanan aşktan yaratılmış bir damlayım.. Aşkı anlatamam, yaşanmadan anlaşılmaz çünkü.. Çünkü AŞK öyle bir sır ki bilen susuyor, söylemiyor, söyletmiyor vesselam.. Bu yüzden olsa ki Şems-i Tebrizi  Mevlana'sına HAMUŞ demiş, SUS.....